Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (3)
Yeni sistemde emekli aylığı üç nedenle azalıyor: Aylık bağlama oranı her yıl düşecek. Gayri safi yurtiçi hasıla, artık primler yatırılırken ‘kazanç güncellemesi’ne esas alınmayacak. Emekli aylığındaki asgari taban uygulaması kalkacak.
Yazı Dizisi
ANKARA – Yeni sistemde, mevcut sisteme göre emekli aylıklarının düşecek olmasının başlıca üç nedeni var. Birincisi, çalışılan her yıl için emekli aylığı bağlama oranı yeni sistemde kademeli olarak aşağı çekilecek. İkincisi, prim yatırılırken esas alınan kazançların güncellenme koşulları değişecek. Örneğin, gayrisafi yurtiçi hasıladaki (GSYİH) büyüme artık kazançların güncellenmesinde dikkate alınmayacak. Üçüncüsü de, mevcut sistemde gerek SSK’da, gerekse Bağ-Kur’da emekli aylığındaki asgari taban uygulaması kalkacak.
Böylece, mevcut sistemde örneğin yaşam boyu asgari ücret üzerinden prim ödeyen SSK emeklisi normalde en fazla 345 YTL emekli aylığı alabilecekken, asgari taban uygulaması nedeniyle 464 YTL aylık bağlanıyor. Kişileri gerçek gelirleri üzerinden değil, daha düşük ücretten prim ödemeye teşvik ettiği gerekçesiyle yeni sistemde taban aylık güvencesi olmayacak.
Emekli aylığının hesaplanması açısından mevcut sistem ve yeni sistem arasındaki fark, bağlı olunan sosyal güvenlik kurumları itibarıyla şöyle:
İşçi/SSK mevcut durum:
- Asgari aylık güvencesi var.
- 20-25 yıl önceki prime esas kazançlarının bugünkü değerinin hesabında enflasyonun yanı sıra, gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış, yani ülke refah seviyesindeki gelişme dikkate alınıyor.
- Aylık bağlama oranı: Ödenen prim gün sayısına göre, ilk 10 yılın her yılı için yüzde 3.5, izleyen 15 yılın her yılı için yüzde 2, 25 yılın üzerine çalışılan her yıl için yüzde 1.5 esas alınarak prime esas kazancın yüzde kaçı oranında aylık bağlanacağı bulunuyor. Hesaplamada 25 yıllık çalışma karşılığı bağlanacak emekli aylığı, prime esas kazancın yüzde 65’ine denk geliyor.
Büyütmek için tıklayınızİşçilerde yeni durum:
- Asgari aylık güvencesi yok.
- Prime esas kazançlarının güncellenmesinde gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış dikkate alınmayacak.
- Prime esas kazançların güncellenmesinde enflasyon oranına bakılacak.
- Aylık bağlama oranı: 1 Ocak 2007’den sonraki ilk dokuz yıl, çalışılan her yıl için yüzde 2.5; sonraki her yıl için yüzde 2 oranı esas alınacak. 25 yıllık çalışma karşılığı bağlanacak emekli aylığı, prime esas kazancın yüzde 54.5’ine denk geliyor.
Esnaf/Bağ-Kur mevcut durum:
- Asgari aylık güvencesi var. (1999 yılından daha önceki çalışma sürelerine karşılık gelen aylık miktarı 79 YTL’nin altında kalırsa 79 YTL’ye tamamlanacak ve enflasyonla gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış oranları dikkate alınarak güncelleniyor.)
- 2000-2007 dönemindeki prime esas kazançların güncellenmesinde 2003 sonuna kadar enflasyon artışı yla 2004’teki yüzde 20’lik ve 2005’teki 8’lik ekstra zamlar da dikkate alınıyor.
- 20-25 yıl önceki prime esas kazançlarının bugünkü değerinin hesabında enflasyon oranının yanı sıra, GSYİH’deki artış, yani ülkenin refah seviyesindeki gelişme dikkate alınıyor.
- Aylık bağlama oranı: 2000 yılı öncesindeki 25 yıl prim ödemesi karşılığında yüzde 70 olarak uygulanıyor. Bu oran, 25 yıldan eksik her yıl için yüzde 1 oranında azaltılıyor.
2000-2007 arasında ödenen prim gün sayısına göre, ilk 10 yılın her yılı için yüzde 3.5, izleyen 15 yılın her yılı için yüzde 2, 25 yılın üzerine çalışılan her yıl için de yüzde 1 oranı esas alınarak prime esas kazancın yüzde kaçı oranında aylık bağlanacağı bulunuyor. Bu hesaplamada 25 yıllık çalışma karşılığı bağlanacak aylık, prime esas kazancın yüzde 65’ine karşılık geliyor.
- Prim ödeme 12’nci basamağa kadar her yıl otomatik olarak artıyor.
Esnafta yeni durum:
- Asgari aylık güvencesi yok.
- Prime esas kazançlarının güncellenmesinde gayrisafi yurtiçi hasıladaki artış dikkate alınmayacak, sadece enflasyon dikkate alınacak.
- Aylık bağlama oranı: 1 Ocak 2007’den sonraki ilk dokuz yıl, çalışılan her yıl için yüzde 2.5, sonraki her yıl için yüzde 2 oranı esas alınacak.
- Prime esas kazancını, asgari ücretle asgari ücretin 6.5 katı arasında kalmak üzere kendisi belirleyecek.
Memur/Emekli Sandığı eski durum:
- Yüksek maaş alanlara ödenen makam, görev ve temsil tazminatlarından emeklilik primi kesintisi yapılmıyor.
- Emekli aylıkları, 25 yıllık çalışma karşılığı, son aylığının yüzde 75’i (yıllık yüzde 3’e karşılık geliyor) oranında belirleniyor. 25 yıldan sonra çalışılan her yıl için bu oran yüzde 1 artırılıyor.
- Emeklilik kesintisine tabi tutulmadığı halde makam, görev ve temsil tazminatlarını emeklilikte de alıyor.
- Emekli Sandığı, geçmiş yıllarda sağlanan kazançları, en son memur aylık katsayısına göre güncelliyor.
Memurlarda yeni durum:
- Tamamını yeni sistemde geçirenlerin ortalama aylık kazançları enflasyon dikkate alınarak güncellenecek.
- Aylık bağlama oranı: İşçi ve memurdaki gibi, 1 Ocak 2007’den sonraki ilk dokuz yıl, çalışılan her yıl için yüzde 2.5, sonraki her yıl için yüzde 2 olacak. Aylık bağlama oranının düşürülmesi nedeniyle memur emeklisinin aylığı mevcut duruma göre üçte bir azalacak. Yani bugün 100 YTL alan memur, gelecekte 66 YTL alabilecek.
- Düzenli aldığı her türlü maaş, tazminat gibi gelirden prim ödeyecek.
- Emekli aylıkları, prim öderken elde ettikleri kazançların ortalaması dikkate alınarak hesaplanacak.
- Çalışmasının bir kısmını eski sistemde, diğer kısmını yeni sistemde geçiren memurların, eski sistemde geçirdikleri süreyle bağlantılı olarak makam tazminatıyla temsil ve görev tazminatına karşılık gelen tutarlar da emekli aylıklarına ilave edilecek.
Bordrona sahip çık, yüksek aylık al
Çalışma Bakanı Başesgioğlu, “Herkes sisteme eşit olarak katkı vermeli” dedi.
FOTOĞRAF: FIRAT YURDAKUL / AAÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, sosyal güvenlik sisteminde neden kapsamlı düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu, üç yıllık ön hazırlıktan sonra yapılan düzenlemelerin sisteme etkisini, karşılaşılan sorunları ve sistemin önündeki olası riskleri şöyle anlattı:
Bordrona sahip çık: “Yeni sistemde statüye göre emeklilik uygulamasını kaldırıyoruz. Herkes, tüm çalışma hayatı boyunca yatırılan primine göre emekli aylığı alacak. Türkiye’de emekli aylığının düşük olmasının nedeni, çalışırken ücretlerin gerçek rakamın çok altında gösterilmesi. Emekli aylığı prime esas kazançların fonksiyonudur. Herkese sesleniyorum, gerçek ücretlerini maaş bordrolarına yansıttıkları takdirde emeklilikte ellerine geçecek para da ona göre artacak. Emeklilikte yüksek aylık isteyen, bordrosuna sahip çıksın.
Yoksulluk kriteri: Yeni sistemde yoksul kesimin Genel Sağlık Sigortası primini devlet karşılayacak. Kimlerin yoksul olduğunu belirlemek için objektif kriterlerimiz olacak. Aile bireylerinin her birine düşen aylık gelir net asgari ücretin üçte birinin altında ise yoksul kabul edilecek ve bunların sağlık primleri devlet tarafından karşılanacak. Örneğin beş kişilik ailenin aylık geliri 500 YTL ise kişi başına gelir 127 YTL’nin altında kalacağı için yoksul kabul edilecek. Kişi başı gelir 127 YTL’nin üzerinde ise bunları da göz ardı etmeyeceğiz.
Fırsat penceresini değerlendirdik: Bu reformların temelinde beni heyecanlandıran, sosyal güvenlik alanında finansal ve demografik açıdan fırsat penceresini kaçırmadan değişiklikleri yapabilmemiz. Zira, şu anda Türkiye’nin nüfusu genç olmasına karşın sistem açık veriyor. Eğer sistemimizi, nüfus yaşlanmadan, bu genç nüfus avantajını değerlendirerek güçlendiremeseydik, bu düzenlemeleri 20-30 yıl sonra yapsaydık çok acı reçeteler ortaya çıkacaktı. Zamanlama ötelenemezdi.
İnsancıl bir sistem: Sosyal güvenlik sistemleri bir toplumsal yardımlaşma ve dayanışma organizasyonudur; zenginle fakir, sağlıklı olanla hasta arasında yardımlaşma, dayanışma söz konusudur. Hem bugünkü nesillerin kendi arasında, hem de gelecek nesillerle dayanışma söz konusudur. Sosyal güvenlik sisteminin belki de en insancıl tarafı toplumsal dayanışmayı pekiştirmesidir.
Maliyeti zamana yaydık: Biz sisteme herkesin eşit katkı vermesini istiyoruz. Bu anlamda uzun vadede emeklilik yaşının yükseltilmesi, 2007’den itibaren prim gün sayısının her yıl 100 gün artırılması sisteme önemli katkı sağlayacak. Kısa vadede halkı büyük ölçüde rahatsız edecek bir şey yok. Maliyeti olabildiğince zamana yayıyoruz.”
Yarın: Anahtar TC kimlik numarası
Sorun yanıtlayalım
Prim borcu olan Bağ-Kur’lu sağlık yardımı alamıyor. Yeni sistemde bu nasıl çözülecek?
SSK’lı ve Emekli Sandığı kapsamındakilerin sağlık primini ödeme sorumluluğu işverene ait olması nedeniyle prim borcunun ödenmemesi sağlık yardımının verilmesine engel teşkil etmiyor. Ancak, Bağ-Kur’lular hem sigortalı hem de işveren pozisyonunda. Bu nedenle prim borcunun ödenmesi önem taşıyor. Yeni sistemde de borcunu ödemeyen sağlık hizmetinden yararlanamayacak. Ancak, mevcut sistemden farklı olarak yeni sistemde, borcu bulunan esnaf acil durumlarda, koruyucu sağlık hizmetlerinde, bulaşıcı hastalıklarda, iş kazası ve meslek hastalığı hallerinde sağlık yardımı alabilecek.
Genel Sağlık Sigortası hangi hastalıkları karşılıyor?
Genel Sağlık Sigortası, kişisel koruyucu sağlık hizmetleri dahil, mevcut sosyal güvenlik kurumlarının karşıladığı tüm sağlık hizmetlerinin yanı sıra, yurtdışında tedavi ve tüp bebek gibi fazlasını da karşılayacak. Sadece estetik amaçlı sağlık hizmeti ve Sağlık Bakanlığı’nca izin veya ruhsat verilmeyen, akupunktur gibi tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen hizmetler karşılanmayacak.
Koruyucu sağlık hizmetleri kapsama alınacak mı?
Evet, koruyucu sağlık hizmeti ilk kez sosyal güvenlik kapsamına alınmıyor. Sigorta için esas olan kişinin hastalanmaması. Bu açıdan en önemli iki unsur olan koruyucu sağlık hizmetleri ve bunu uygulayacak aile hekimliği sistemde yer alıyor.
Hasta istediği hastaneye gidebilecek mi?
Sosyal Güvenlik Kurumu kamu veya özel, gerekli kriteri taşıyan tüm hastane ve sağlık kuruluşlarıyla sözleşme imzalayacak. Sigortalı öncelikle aile hekimi, sağlık ocağı, kurum dispanseri gibi birinci basamak kuruluşlara müracaat ederek sevk almak suretiyle anlaşmalı kuruluşlara gidebilecek.
Sorularınız için: sosyalguvenlik@radikal.com.tr
Faks: 0212 505 65 92Yarın: Çiftçinin primi mahsulden
Haberin orijinal metnini görmek için lütfen tıklayınız