Reddi miras yapanların sosyal güvenlik hakları

Öldüğünde varlığından çok borcu bulunan kişilerin mirasçıları, reddi miras yaptıklarında borçtan kurtulabilirler. Peki reddi miras yapanların sosyal güvenlik hakları nedir? Ölen kişinin eş ve çocukları ölüm aylığı, emekli ikramiyesi ve kıdem tazminatı alabilir mi?

Ekonomik kriz dönemlerinde ticari ve bireysel iflaslar artabiliyor. Ölen kişinin mirasçıları ağır borçlar ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Bazen de varlıkları aşan borçlar söz konusu olabiliyor. Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasçılar mirası reddedebilir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. Mirasın reddedilebilmesi için üç ay içinde başvuru yapılması gerekir. Üç aylık süre yasal mirasçılar açısından miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten, vasiyetname ile mirasçı atanmış kişiler için ise bu durumun kendilerine resmen bildirildiği tarihten başlıyor. Reddi miras başvurusu, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesine yapılıyor.

EŞİ VE ÇOCUKLARI ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİR

Reddi miras yapılması sosyal güvenlik haklarından yararlanmayı engellemiyor. Yüksek borcu bulunan kişiden kalan mirası reddeden dul eş ile 18 yaşını (üniversite eğitimi gören çocuklar için 25 yaşını) doldurmamış çocukları ölüm aylığı alabilirler. Mirasın reddedilmiş olması dul ve yetim aylığı alınmasını engellemez.

HACİZ KONULAMAZ

Reddi miras yapmış kişilerin dul ve yetim aylıklarına, ölen kişinin borcundan dolayı haciz konulamaz. Kendi borçlarından dolayı haciz konulabilmesi için de onay vermiş olmaları gerekir.

EMEKLİ İKRAMİYESİ VE KIDEM TAZMİNATI

Miras bırakan borçlu kişi memursa ve çalışmaya devam ederken vefat etmişse, mirası reddetmiş hak sahipleri emekli ikramiyesini alabilir. Miras bırakanın alacaklıları, kıdem tazminatı ve emekli ikramiyesine haciz koyamaz. Burada “hak sahipleri” ifadesi ile ölen kişiden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ölüm aylığı alma hakkı olan kişileri anlamak gerekir.

Miras bırakan kişi emeklilik dilekçesini verdikten sonra ikramiyesini almadan vefat etmişse, bu durumda ikramiye “sosyal güvenlik hakkı” olmaktan çıkar, miras hukukunun alanına girer. Dolayısıyla miras kabul edilerek terekeye dahil edilir. Bu durumda, reddi miras yapmış aile fertleri emekli ikramiyesini alamazlar.

Memurların emekli ikramiyesi konusundaki bu ikili durum, Emekli Sandığı Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. Kanun, Emekli Sandığı iştirakçisi kişilerin emekli olmadan ölümü halinde ikramiyenin dul ve yetim aylığı alma hakkı bulunan kişilere, hisseleriyle orantılı olarak ödeneceğini düzenliyor. Yetim aylığı alma hakkı bulunmayan çocuklar ikramiyeden pay alamıyorlar.

Ancak, ölen kişi emeklilik dilekçesi verdiği halde SGK tarafından hesaplanan ikramiye ödenmeden yaşamını yitirirse bu durumda ikramiye miras olarak kabul ediliyor.

SSK’lıların (4a) kıdem tazminatı hakları İş Kanunu ile düzenleniyor. Bu nedenle 4/a’lı çalışanlara ödenen kıdem tazminatı bir sosyal güvenlik hakkı değil, miras hukukunun konusuna giriyor. Dolayısıyla, SSK’lı çalışanların reddi miras yapmış yakınları dul ve yetim aylığı alabilirler ama kıdem tazminatı alamazlar.

REDDİ MİRAS DAVASI AÇMAYANLAR YARARLANABİLİR Mİ?

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (Esas No: 2017/438, Karar No: 2018/770) kararında, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı vurgulandı. Bunun zımni ret anlamına geldiği kaydedilen kararda, ölenin pasifi aktifinden fazla ise yaşam deneyimlerinin bu mirasın reddedileceğini gösterdiği, dolayısıyla mirasçıların başvuru külfetine girmeden mirası reddetmelerinin mümkün olduğu kaydedildi.

BAĞ-KUR PRİM BORCU OLANLARIN DURUMU

Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim borcu bulunan BAĞ-KUR’lulara aylık bağlanmıyor. Bu kural, prim borcu bulunan BAĞ-KUR’luların hak sahibi eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanmasında da uygulanıyor. Reddi miras yapmış olan kişilerin prim borcu bulunan muristen ölüm aylığı bağlatabilmeleri için prim borcunu ödemeleri gerekiyor.

AYM’den erkek memur çocuklarını üzen haber!

Anayasa Mahkemesi (AYM), çalışmakta iken ölen memurun emekli ikramiyesinden yararlanmada çocuklar arasındaki kadın-erkek ayrımına vize verdi. AYM, emekli ikramiyesinin, yetim aylığı almaya müstahak olmayan erkek çocuklara ödenmemesinin Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna yönelik başvuruyu reddetti. AYM’nin oy çokluğuyla aldığı karara, Başkan Zühtü Arslan’ın da aralarında yer aldığı dört üye muhalefet etti.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararına konu olan Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin 7. fıkrası, görevde iken ölen kamu çalışanlarına ait emekli ikramiyesinin, dul ve yetim aylığına hak kazanan eş ve çocuklara, hisseleri oranında ödenmesini öngörüyor.

Aynı maddenin 10. fıkrası ise emeklilik dilekçesi verdikten sonra emekli aylığı bağlanmadan ölenler ile ölüm tarihinde aylığa müstahak dul ve yetim bırakmadan ölen kamu çalışanlarının ikramiyesinin kanuni mirasçılarına ödeneceğine hükmediyor. Bir başka ifadeyle, emeklilik dilekçesi verdikten sonra aylık bağlanmadan ölen memurun emekli ikramiyesinin miras hukuku kapsamında eş ve çocuklarına ödenmesini, ancak görevde iken ölenlerin ikramiyesinin sadece ölüm tarihinde dul ve yetim aylığı almaya müstahak kişilere verilmesini düzenliyor.

Ankara 13. İdare Mahkemesi, yasanın söz konusu hükümlerinin Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

YETİM AYLIĞI NASIL BAĞLANIYOR?

Yetim aylığı erkek çocuğuna 18 yaşına kadar şarta tabi olmaksızın bağlanıyor. Yaş sınırı ortaöğrenim görenlerde 20, yükseköğrenim görenlerde ise 25 olarak uygulanıyor. Malûl olmadığı sürece, yaş sınırını dolduran erkek çocuğuna yetim aylığı bağlanmıyor.

Memur ya da kamu görevlisi olmayan kız çocukları ise yaşları ne olursa olsun evli olmadıkları sürece yetim aylığı alabiliyorlar.

Buna göre, yetim aylığı alma hakkı bulunmayan erkek çocuk, görevde iken ölen anne veya babasından kalan emekli ikramiyesini alamıyor.

“SOSYAL GÜVENLİK ÖDEMESİ”

AYM iptal başvurusunu reddetti. AYM’nin gerekçeli kararında, emekli ikramiyesinin tıpkı dul ve yetim aylığı gibi bir sosyal güvenlik ödemesi olduğu, kanun koyucunun bu ikramiyenin verileceği kişilerin belirlenmesinde, ölen iştirakçinin vefatıyla onun maddi desteğinden yoksun kalanları gözettiği, bu kişilere öncelik tanınmasında sosyal güvenlik ilkesiyle çelişen bir yön bulunmadığı belirtildi.

Gerekçede, emeklilik dilekçesi verdikten hemen sonra ölen memurun ikramiyesinin terekesi açısından “mevcut mülk” niteliğine dönüştüğü, buna karşılık görevi başında ölen memurun emekli ikramiyesinin “mevcut mülke girmeyen sosyal güvenlik alacağı” niteliğinde olduğu kaydedildi.

AYM, bu gerekçelerle oy çokluğuyla aldığı kararla, Emekli Sandığı Kanunu’nun söz konusu hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olmadığı sonucuna vardı.

BAŞKAN ARSLAN VE 3 ÜYE MUHALEFET ETTİ

AYM Başkanı Zühtü Arslan ve üç üye, çoğunluğun kararına muhalefet etti. Dört üyenin karşı oy gerekçesinde, görevde iken ölen memurun emekli ikramiyesinden yararlanmada kız çocukları ile erkek çocukları arasında ayrım yapıldığı, bunun Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtildi.

Ölmeden önce emeklilik için başvuran memurun emekli ikramiyesinin dağıtılmasında dul ve yetim aylığına müstahak olup olmama bakımından ayrım yapılmadığına, ölenin hak ettiği ikramiyenin erkek çocuğa da ödendiğine dikkat çekildi.

Karşı oy gerekçesinde şöyle denildi:

“Emeklilik ikramiyesi kanuni şartları gerçekleştiğinde iştirakçi için mülk teşkil etmektedir. İştirakçinin ölmeden önce emeklilik ikramiyesi için müracaat edip etmemesi durumu değiştirmemektedir. Her iki durumda da kanuni şartların sağlanması sonucu elde edilen bir mal varlığı söz konusudur. Bu nedenle ölmeden önce emeklilik için dilekçe verilip verilmemesi gibi bir usul işlemi, memurun zaten hak kazandığı bir toptan ödemede farklı muamele yapılmasını haklı kılamaz.”

“BORÇLARDAN HERKES MÜTESELSİLEN SORUMLU”

Ölen memurun borçlarından tüm mirasçıların müteselsilen sorumlu olduğuna dikkat çekilen karşıoy gerekçesinde, “İştirakçinin borçlarından müteselsilen sorumlu olan mirasçılarının, emekli ikramiyesinden yararlanma bakımından farklı durumda olmaları kabul edilemez… Dul kalan eş, kız ve erkek çocuklar nasıl varislerinin borçlarından müteselsilen kanuni mirasçı sıfatıyla eşit olarak sorumlu tutuluyorsa, bir ödül olarak bir kereye mahsus verilen emekli ikramiyesinden de her iki grubun kanunun öngördüğü haklardan aynı esaslara göre yararlanmaları gerekmektedir” denildi.

Habertürk’te yayımlanan orijinal metni görmek için lütfen tıklayınız