Fazla çalışma iddiasının öncelikle işyeri kayıtları ile kanıtlanması gerekir. İşyeri kaydının bulunmadığı durumlarda işçi fazla çalışma iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Tanık göstererek fazla çalışma iddiası kanıtlanırken ayrıntılara dikkat edilmelidir.
Fazla çalışma alacakları işçi ile işveren arasındaki anlaşmazlıklarda önemli yer tutar. Bazı işletmelerde işçilerin fazla çalışma iddiasında bulunmasını önlemek amacıyla ücretin bir kısmı bordroda fazla çalışma karşılığı olarak gösteriliyor. Bordronun imzalanması, bordro imzalanmakla birlikte şerh konulması veya hiç imzalanmaması fazla çalışma alacaklarına ilişkin davalarda önemli sonuçlar doğuruyor.
Yargıtay’a göre, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi fazla çalıştığını ispatlamakla yükümlü. İşçinin imzası bulunan bordro, sahteliği ispatlanıncaya kadar kesin delil olarak kabul ediliyor. Bordronun sahteliği kanıtlanmadıkça işçi tarafından imzalanmış bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılıyor. Bu tür durumda işçi sonradan dava açsa bile fazla çalışma ücreti alması oldukça zordur.
ÖNCELİK YAZILI BELGE SONRA TANIK
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yakın tarihli (Esas No: 2023/15209, Karar No: 2023/18907) kararında fazla çalışmanın nasıl kanıtlanabileceği ayrıntılı bir şekilde anlatıldı. Karara göre, fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil teşkil eder. Fazla çalışmanın bu şekilde yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda işçi tarafından tanık gösterilebilir. Ayrıca işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının mahkemece araştırılması gerekir.
İmzalı ücret bordrosunda fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değil. Ancak, işçi bordroyu imzalamakla birlikte fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönünde bordroya şerh koymuşsa, iddiasını her türlü delil ile kanıtlayabilir.
İşçi bordroyu imzalamış ama herhangi bir ihtirazı kayıt koymamışsa bordroda belirtilenden daha fazla çalışma yaptığını sadece yazılı belge ile kanıtlayabilir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarda ücret ödemesi banka aracılığıyla yapılmışsa işçi, ödenen tutarın üzerinde fazla çalışma yaptığını gerek yazılı gerekse diğer her türlü delil ile ispatlayabilir.
MÜMKÜNSE İŞVERENLE DAVASI OLAN İŞÇİYİ TANIK GÖSTERMEYİN
Fazla çalışma için tanık gösterilirken bazı ayrıntılara dikkat edilmelidir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların ifadesi dikkate alınmaz. İşçi tarafından tanık gösterilen kişi işveren ile davalı ise bu kişinin ifadesine ihtiyatla bakılır. Örneğin, sadece işveren ile davalı olan işçiler tanık gösterilmişse tanıkların ifadelerinden yola çıkarak fazla çalışma ispatlanamaz. Buna karşılık, işverenle davalı olmakla birlikte tanığın verdiği ifade başka delil ya da olgularla destekleniyorsa ifade geçerli kabul edilir. İşin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıkların anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemiyle ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları bu kapsamda değerlendirilir.
“HER GÜN 05.00 – 23.00 SAATLERİ ARASINDA ÇALIŞMAK HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI”
Yargıtay’ın söz konusu kararına konu dava, yurt dışında iş yapan bir müteahhit tarafından aşçı olarak çalıştırılan işçi tarafından açıldı. İşçi haftanın 7 günü sabah 05.00’ten gece 23.00’e kadar çalıştığını ileri sürdü. İşveren ise işçinin 08.00 – 18.00 saatleri arasında çalıştığını savundu.
İşyerine ait fazla çalışma kayıtları olmadığı için tanık gösterdi. Tanıklar da aşçı olarak görev yapan işçinin sabah 05.00’ten gece 23.00-24.00’e kadar çalıştığını iddia etti. İş mahkemesi de bilirkişi raporuna dayanarak işçinin haftanın 7 günü 05.00 – 23.00 saatleri arasında çalıştığını, haftada 59,5 saat fazla çalışma yaptığını, işverenin ayda 65 saat fazla çalışma ücretiNİ ödediğini, işçinin ayda 173 saat fazla çalışma alacağı bulunduğunu kararlaştırdı. Bölge adliye mahkemesi, her gün 05.00 – 23.00 saatleri arasında çalışılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle iş mahkemesinin kararını bozdu.
İşçinin temyiz başvurusu üzerine verilen Yargıtay kararında, çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından işçinin fazla çalışmalarını kanıtlamak için tanık göstermesinde bir isabetsizlik olmadığı belirtildi. Ancak, tanık ifadelerinin yanı sıra yapılan işin niteliği, işyerinde çalışan aşçı sayısı ve yemek saatleri birlikte değerlendirildiğinde işçinin 05.00 – 18.00 saatleri arasında çalıştığının kabul edilmesi ve fazla çalışma alacağının da buna göre hesaplanması gerektiği belirtilerek iş mahkemesinin kararı bozuldu.
Yazının orijinalini görmek için lütfen tıklayınız