İşverene senet imzalarken dikkat!

Bazı işletmelerde işe girerken işçilerden senet veya ipotek alınıyor. Gerekçe olarak ise işçinin işverene karşı vereceği olası zararlara karşı teminat amacıyla alındığı iddia ediliyor. Ancak, bazı işletme sahipleri bu tür senet ve ipotekleri kötü niyetle kullanabiliyor. Senet vermek zorunda kalan çalışanların dikkatli olması gerekir.

İşsizliğin yüksek ve iş bulmanın zor olması nedeniyle çalışanlar yeni işe girmek için öne sürülen koşulları kabul etmek zorunda kalıyor. Boş kâğıda imza atmak, tarih veya borç tutarı kısmı boş senet imzalamak, kendisinin veya ailesinin gayrimenkulüne ipotek koymak gibi taleplerle karşı karşıya kalıyorlar.

İşletme sahipleri senet ve ipoteği isterken, işçinin işyerinde yol açabileceği olası zararlara karşı teminat amaçlı aldıkları gerekçesini gösteriyorlar. Ancak, boş kâğıda atılan imzalar ileride çok büyük sorunlara yol açabiliyor. İşletme sahipleri bu senetleri işçinin kıdem tazminatı ve diğer alacak taleplerine karşı koz olarak kullanabiliyorlar. Kimi işverenler işi daha da ileri boyuta taşıyarak işçiye verdikleri borcun karşılığı olduğu iddiasıyla senede veya ipoteğe dayanarak haciz işlemi başlatabiliyorlar.

Yargıtay’ın (9. H. D. Esas No: 2023 / 25, Karar No: 2023 / 2717) yakın tarihli bir kararına konu dava dosyasına göre, bir eczacıda farklı zamanlarda işe girerken karı koca çiftten 250’şer bin liralık senet alındı. Senetlerin üzerinde para tutarı yazılmasına karşılık, tarih kısmı boş bırakıldı. Senet alınmasına gerekçe olarak, eczanede çok pahalı ilaç ve ekipmanlar bulunduğu, herhangi bir zarar oluşmasına karşı teminat amacıyla alındığı belirtildi. Eşlerden biri 9, diğeri 5 yıl çalıştığı işyerinden çıkartılırken de “Sizin hakkınızı yiyecek değilim, kaç yıldır beraberiz” denilerek istifa dilekçesi alındı. İşçiler istifa etmiş göründükleri için kıdem tazminatı ödemedi.

Aradan iki yıl geçtikten sonra karı koca işçilerin evine borç tebligatı geldi. Senetlerden biri işverence icraya konularak 250 bin lirayı ödemeleri istendi. Karı koca çift bunun üzerine borcun iptali için dava açtılar. İşverenin senedi olası zarara karşı teminat olarak aldığını ve herhangi bir zararın da söz konusu olmadığını belirttiler. Ancak, işverenin tanıkları, işyerinde işe girenlerden teminat niteliğinde senet alma uygulaması olmadığını, senetlerin işveren ile işçiler arasında hangi amaçla düzenlendiğini bilmediklerini belirttiler. Yerel mahkeme, senetlerin teminat amacıyla verildiğinin işçilerce kanıtlanamadığını gerekçe göstererek borca itirazı reddetti. Bölge adliye mahkemesi de yerel mahkemenin kararını doğru buldu.

YARGITAY: İŞÇİ İŞVEREN ARASINDAKİ SENEDE KUŞKUYLA YAKLAŞILMALI

Bunun üzerine işçi çift Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu. Yargıtay kararında, işçilerin işe başlarken kendilerinden senet, ibraname ve istifa belgeleri alınmasının işverenlerce çok sık başvurulan bir uygulama olduğuna dikkat çekildi. İşçinin zayıf durumda bulunması, iş talebi, iş dünyasının sosyal ve ekonomik yapısı göz önünde tutularak bu tür belgelerin değerlendirilmesi gerektiği vurgulanan kararda, “İşveren ve işçi arasında senetle kurulacak bir ilişkiye kuşkuyla yaklaşmak gerekir” denildi.

İşçilerin senedin kendilerinden teminat amaçlı alındığını iddia ettiklerine dikkat çekilen kararda, yerel mahkemece, senedin teminat olarak alındığının ispatlanamadığı kabul edilmiş ise de bu kabulün dosya içeriğiyle örtüşmediği belirtildi. Senetle kurulan ilişkinin işçi ve işveren arasında ve yüksek bir miktar için olduğu, işçilerden hangi sebeple senet alındığının işyerinin diğer çalışanlarınca dahi bilinmediği, işverenin işyerinde çalışan tanıklarının taraflar arasında nasıl bir alacak verecek meselesi olduğunu bilmediklerini ifade ettikleri, işverenin de senetle ilgili bir açıklama yapmadığı kaydedildi. Kararda, işverence işçiden alınan teminat senetlerinde, işveren borç verdiğini iddia ediyorsa borcun kaynağını açıklamak ve miktarını ispat etmek zorunda olduğu belirtildi. Aksi halde teminat niteliğinde alınan senetlerin, işverenin alacağını veya zararını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılması gerektiği ifade edildi.

İşverenin bu yöndeki ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, senedin borç karşılığı alındığını iddia etmişse de alacağını ispat edemediği kaydedilen kararda, işçilerin borçlu olmadıkları yönünde karar verilmesi gerektiği belirtildi.

SENET İMZALARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Yargıtay’ın bu kararı sonrası işçi çift, olmayan borçlarından üç senelik hukuk mücadelesi sonucunda kurtulabildiler. Ancak, borçtan veya ipotekten kurtulmak her zaman bu kadar kolay olmayabiliyor. Yıllarca sonuçlanamayan dava örnekleri de bulunuyor.

Bu tür teminat senedi imzalamak zorunda kalanların senedi hangi amaçla verdiklerini kayıt altına alması gerekir. İşyerinde olası bir zarara karşı teminat olarak düzenlenmişse senedin üzerinde bunun açıkça ifade edilmeli, tarih ve borç tutarı kısmı doldurulmalı, herhangi bir zarar yoksa işten ayrılırken iade edileceği gibi açıklamalara yer verilmeli.

İşten ayrılırken işverenin senedi iade etmemesi halinde ise noterden ihtar çekilerek senet talep edilmeli.

Gayrimenkule ipotek koydurmak ise senet imzalamaktan daha kötü sonuçlara yol açabiliyor. İpotek koydurmaktan tümüyle kaçınmakta fayda var.

Yazının orijinalini görmek için lütfen tıklayınız