Özel okullarda 150 bin dolayında öğretmen görev yapıyor. Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda yer alan bir cümle, özel okullarda görev yapan öğretmenlerinin iş güvencesini ortadan kaldırdı. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun, söz konusu yasa hükmüne dayanarak aldığı karar uyarınca, özel okullarda görev yapan öğretmenler, sözleşmelerinin yenilenmemesi durumunda işe iade davası açamayacak, ihbar tazminatı alamayacak. Oy çokluğu ile alınan karara muhalif kalan üyelerin karşı oy yazısına göre, on yıl boyunca çalışan öğretmenin kıdem tazminatı da “tartışmalı”. Kanunun, öğretmenlerin iş güvencesini sağlayacak şekilde değiştirilmesi gerekiyor.
Özel okullarda görev yapan öğretmenler, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabi olarak “süreli sözleşme” ile çalışıyorlar. Bir öğretmen ile özel okul arasında zincirleme olarak birden fazla süreli sözleşme yapılması halinde, bu sözleşmenin “süresiz sözleşmeye” dönüp dönmediği konusunda Yargıtay 7. 9. ve 22. Hukuk Daireleri tarafından önceki yıllarda farklı kararlar verildi. Zincirleme sözleşmenin süresiz sözleşmeye dönmesi halinde, haklı bir nedene dayanmadan sözleşmesi yenilenmeyenler işe iade davası açabiliyor, ihbar ve kıdem tazminatı alabiliyor.
Konuyla ilgili Yargıtay kararları arasında farklılıkların giderilmesi amacıyla Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu tarafından geçen yıl 2018/2 sayılı karar alındı. Özel okullar, bu kararı gerekçe göstererek, sözleşmesi yenilenmeyen öğretmenlere kıdem tazminatı ödememeye başladı. Okurlardan Habertürk’e bu konuda çok sayıda soru geliyor.
“BELİRLİ SÜRELİ” Mİ, “BELİRSİZ SÜRELİ” Mİ?
Belirsiz süreli iş sözleşmeleri, ihbar, kıdem tazminatı, işe iade gibi iş güvencesine ilişkin hükümlerden yararlanmaya olanak sağlıyor. Belirli süreli sözleşme sürenin bitiminde kendiliğinden sona ermişse, çalışanlar, kıdem tazminatına hak kazanamadıkları gibi, ihbar tazminatı, iş arama izni, işe iade davası açma haklarından da yararlanamıyorlar.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde, iş güvencesinden yararlanmak için sözleşmenin belirsiz, yani süresiz olması öngörülüyor. Bu nedenle belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamıyor. Normalde, işveren ile çalışanlar arasında peş peşe birden fazla belirli süreli sözleşme yapılmışsa, belirsiz sözleşmeye dönüşüyor. Bu durumda çalışan açısından iş güvencesi hükümlerinden yararlanma hakkı doğuyor.
KANUNDAKİ BİR CÜMLE ÖĞRETMENLERİ YAKTI
Genel Kurul kararında, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesinde, öğretmen ile öğretim kurumları arasında “en az bir yıl süreli” sözleşme yapılmasının zorunlu kılındığı vurgulandı. Kararda, kanun hükmü ile sözleşmenin belirli süreli yapılması gereken hallerde belirli süreli sözleşmenin zincirleme yapılmasının, sözleşmenin belirli süreli olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ifade edildi. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararı, oy çokluğuyla alındı.
KARŞI OY YAZISI
Çoğunluğun kararına katılmayan üyelerin kaleme aldığı karşı oy yazısında, İş Kanunu’nda öngörülen iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmek için genel kuralın belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçi olmak gerektiği vurgulandı. İşçi belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışıyorsa iş güvencesinden yararlanamayacağı kaydedilen karşı oy yazısında, “5580 sayılı Kanun uyarınca, eğitim elemanı ile yapılan sözleşmeyi, kanun açık olmadığı halde belirli süreli saydığımızda, eğitim elemanı iş güvencesinden yoksun kalacaktır” denildi.
Karşı oy yazısında şöyle devam edildi:
“Çoğunluk görüşü ile özel okul kurumu eğitim elemanları iş güvencesinden mahrum kalmışlardır. Asgari süre sonunda işverenin feshinden dolayı ihbar tazminatı talep edemeyeceklerdir. Zincirleme yapıldıkları ve belirli süreli olma özelliklerini korudukları için süre bitiminde (örneğin 10’uncu yılın sonunda) kendiliğinden sona erdiği için kıdem tazminatı talep etmeleri tartışmalı hale gelmiştir.”
Karar, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabi okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, özel öğretim kurslarını, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, motorlu taşıt sürücüleri kurslarını, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenleri etkiliyor. Sayıları 150 bin kişiye ulaşan öğretmenlerin iş güvencesi, ihbar ve kıdem tazminatı haklarının sağlanabilmesi için 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesinde değişiklik yapılması ve özel okullarla imzalanacak sözleşmenin “belirli süreli” değil, “asgari süreli” olduğunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Asgari süre ifadesi konulduğu takdirde zincirleme sözleşme yapanlar haklarına kavuşabilecek.
Değişiklik yapılmadığı takdirde, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uygulanmak zorunda.
Yazının orijinalini görmek için lütfen tıklayınız