Nüfusun kendini yenileyebilmesi için kadın başına 2,1 olması gereken doğum hızı Türkiye’de 2023 yılında 1,51’e geriledi. 2023 sonunda 1,66, 2024 Nisan ayında 1,63 olan emekli başına çalışan sayısını gösteren aktif pasif dengesi, TÜİK’in yüksek enflasyon senaryosu ve kadın işgücü oranındaki artış projeksiyonlarına göre bile 2060 yılında 1,20’ye düşüyor.
Türkiye doğurganlık oranının en hızlı düştüğü ülkeler arasında yer alıyor. 1990 yılında 3,13 olan kadın başına doğum oranı 2021 yılında 1,89’a, 2023 yılında da 1,51’e geriledi.
Kadınların işgücüne katılım oranı 1990’da yüzde 34 seviyesinde iken 2005 yılında yüzde 23,08’e kadar geriledi ve 2021 yılında tekrar 30 yıl öncesine dönerek yüzde 32,76 oldu.
Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından önemli göstergelerden biri olan aktif / pasif oranı 2001 yılında 2,09 iken 2009 yılında 1,78’e düştükten sonra 2017’de 1,95’e çıktı. 2019 yılında 1,80’e kadar gerileyen aktif / pasif oranı 2022 yılında 2,01 oldu. Geçen yıl çıkartılan EYT düzenlemesinin ardından 2023 sonunda 1,66’ya, bu yılın nisan ayında da 1,63’e geriledi.
Doğurganlık hızının 2,1’in altına düşmesi nüfusun kendini yenileyemediği anlamına geldiği için riskli bulunurken, sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini de tehdit ediyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu Uzmanı Bünyamin Toker ile Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Şahin imzasıyla kaleme alınan makalede kadın işgücüne katılım oranı ile doğurganlık hızındaki değişimin sosyal güvenlik sistemine etkisi analiz edildi. Sosyal Güvenlik Uzmanları Derneği’nin hakemli dergisinde yayımlanan makalede Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 – 2080 dönemini kapsayan nüfus projeksiyonu kullanılarak iki farklı senaryo oluşturuldu ve sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesi aktif / pasif oranı üzerinden incelendi.
Birinci senaryoda doğurganlık hızı değişimi izlenerek diğer değişkenler sabit tutuldu. İkinci senaryoda ise ilk senaryodan farklı olarak hem kadınlarda hem de erkeklerde kayıt dışı istihdam oranının azalacağı, kadın işgücüne katılım oranının artarak 2080 yılında OECD ortalamasına yakınsayacağı ve kadın istihdamının azalan kayıt dışı istihdam oranı ile uyumlu olarak artacağı varsayıldı.
Her iki analizde de temel doğurganlık hızlarında 2080 yılına kadar aktif / pasif oranının düşerek aktüeryal dengenin bozulduğu, buna karşın birinci senaryoda yüksek doğurganlık hızında aktif / pasif oranının nispeten düşük doğurganlık hızına göre daha yüksek olduğu sonucuna varıldı.
KADIN İSTİHDAM ORANINDA 50 ÜLKE ARASINDA SONDAN İKİNCİYİZ
Makalede Avrupa Birliği üyeleri, AB üyesi olmayan OECD ülkeleri ve BRICS üyelerinden oluşan 50 ülkede 1990 – 2021 yılları arasındaki kadın işgücüne katılım oranlarına yer verildi. 2021 yılı itibarıyla kadınların işgücüne katılma oranı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 54,72, AB ülkelerinde yüzde 53,14, BRICS üyesi ülkelerde ise yüzde 48,24 olarak gerçekleşti. Hindistan yüzde 22,99’luk oranla son sırada yer alırken, Türkiye yüzde 32,76 ile Hindistan’ın ardından sondan ikinci sırayı aldı. Türkiye’ye en yakın ülkeler İtalya (%40,10) ve Romanya (%41,11) oldu.
1990 – 2021 yılları arasındaki dönemde kadınların işgücüne katılma oranı Malta’da 2, Lüksemburg’da 1,7, İspanya’da 1,6 kat artarken Türkiye’de adeta sabit kaldı.
DOĞUM HIZI VE KADIN İSTİHDAM ORANINDA ARTIŞ GEREKİYOR
TÜİK 2018 – 2080 yıllarına ilişkin üç senaryoya dayanarak nüfus projeksiyonu yaptı. Türkiye nüfusunun 2080 yılında ana senaryoda 107 milyon, yüksek senaryoda 121 milyon, düşük senaryoda ise 94 milyon olacağı tahmin edildi. Araştırmada bu senaryolar üzerinden yapıldı.
Yapılan hesaplamalar tüm senaryolarda aktif / pasif oranının önümüzdeki yıllarda 2023 sonundaki 1,66’nın altına düşeceğini gösteriyor. Doğum hızı ve kadınların işgücüne katılım oranındaki artışlar aktif / pasif oranındaki düşüşü önlemeyip sınırlayacak.
Sadece doğum hızındaki artış halinde aktif / pasif oranı 2040’ta 1,35, 2060’ta 1,05, 2080 yılında ise 1,06 düzeyinde kalıyor.
Buna karşılık, doğum hızının ve kadın işgücüne katılım oranının arttığı senaryoda aktif / pasif oranı 2040’ta 1,44, 2060’ta 1,20, 2080 yılında ise 1,21 düzeyinde çıkıyor.
Yazının orijinalini görmek için lütfen tıklayınız