Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (3)

Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem (3)

21/04/2008 

Katkı payı muafiyeti

Yeni kanun, sistemdeki memurların emeklilik haklarını tümüyle koruyor. Tüm kesimler yeni kanunla fedakârlık yapacak. Milletvekilleri ise, sağlıkta katkı payı muafiyetini kaptılar.

Yazı dizisi

Haber: AHMET KIVANÇ / Arşivi

Sosyal güvenlik sisteminde işçi, memur ve esnaf arasındaki farklılıkları kaldırarak norm ve standart birliği sağlamak amacı güdülen yeni sosyal güvenlik sisteminde, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dolayısıyla bu amaca ulaşılamadığı gibi eski ve yeni memur ayrımı ortaya çıktı. Yeni sistemde yan yana masalarda çalışan eski ve yeni memurlar arasında büyük uçurumlar ortaya çıkacak. 2006 yılında kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanununda, işçi, memur ve esnaf arasında ayrım kaldırıldı. Emekliliği hak etme ve emekli aylığının miktarı gibi konularda tüm çalışanlar arasında norm ve standart birliği sağlandı. Yeni sistemde getirilen Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS) herkese eşit olarak uygulanması benimsendi. Ancak Anayasa Mahkemesi, kanunun memurlarla ilgili emeklilik hükümlerini tümüyle iptal etti.
TBMM’de yeni kabul edilen kanunla eski memurların emeklilik hakları tümüyle korundu. Emeklilik sistemi açısından norm ve standart birliği sadece işçi ve esnaf statüsünde çalışanlar arasında sağlandı. Yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk defa işe başlayacak olan kamu çalışanları da işçi ve esnafla aynı düzenlemelere tabi olacak. Ancak, yasa yürürlüğe girmeden bir gün önce işe başlamış olsa bile eski memurlar, yasanın haklarda geriye gidiş sonucunu doğuran hiç bir hükmünden etkilenmeyecek.
Avantaj, ömür boyu sürecek
Yeni sistemde, mevcut memurların durumu değişmeyecek. Mevcut memurlar, çalıştıkları her yıla karşılık yüzde 3 aylık bağlama oranına (ABO) tabi olurken, yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk defa işe girecek memurlar, tıpkı işçi ve esnaf statüsündekileri gibi çalıştıkları her yıl için yüzde 2 aylık bağlama oranına tabi olacak.
Aylık bağlama oranındaki fark nedeniyle mevcut memurlar 25 yıllık çalışmanın sonunda, son maaşlarının yüzde 75’i oranında; 35 yıllık çalışmanın sonunda da son maaşlarının yüzde 85’i oranında emekli aylığı alacaklar. Yasa 1 Ağustos 2008 tarihinde yürürlüğe gireceğine göre, 31 Temmuz 2008 tarihinde işe başlayan memurlar da bu koşullara tabi olacaklar.
Buna karşılık, 1 Ekim 2008 tarihinde işe başlayan memur 25 yıllık sürenin sonunda, maaşının değil, ‘prime esas kazancının’ yüzde 50’si oranında; 35 yıllık çalışmanın sonunda ise yine prime esas kazancının yüzde 70’i oranında emekli aylığı alabilecek.
Eski-yeni memur arasındaki fark sadece aylık bağlama oranında olmayacak. Eski memurlar enflasyon ne çıkarsa çıksın, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) artsın ya da azalsın hiç etkilenmeyecekler. Onların emekli aylıkları, çalışırken aldıkları son maaşa göre hesaplanacak.
Oysa yeni memurlar çalışma süreleri boyunca fiilen aynı statüdeki memurlardan daha yüksek prim ödeseler bile bu primlerin güncellenmesi sırasında GSYH’daki artışın sadece yüzde 30’u dikkate alınacağı için, emekli aylığı hesabına baz teşkil edecek ortalama kazançları düşük olacak. Dolayısıyla emekli aylıkları bu yönden de eski memurlara göre tırpanlanacak.
Emekli aylıklarının artırımı
Yasa yürürlüğe girdikten sonra işe başlayacak yeni memurların emekli aylıkları, tıpkı işçi ve esnafta olduğu gibi yılda iki defa Ocak ve Temmuz aylarında, bir önceki altı aylık dönemde gerçekleşen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artışı kadar artacak.
Eski memurların emekli aylıkları ise halen olduğu gibi, memur maaş katsayısındaki artış oranında artacak. Maaş katsayıları belirlenirken enflasyonun yanı sıra çoğunlukla GSYH’daki artış da dikkate alındığı için eski memurların emekli aylığı reel olarak düşmeyeceği gibi, gelişme hızından da yararlanabilecek. Bu durum da eski ve yeni memur emekli aylıkları arasındaki uçurumu derinleştirecek.
Yeniler daha çok prim ödeyecek
Mevcut sistemde memurların çıplak maaşları prim kesintisine tabi tutuluyor. Makam, temsil, görev tazminatlarından, ek gelirlerinden prim kesintisi yapılmıyor. Yeni memurlarda ise makam, temsil ve görev tazminatları, döner sermaye katkı payları ve ek ödemeleri dahil tüm kazançları üzerinden prim alınacak.
Kamuda makam, temsil, görev tazminatı ödenmesini gerektiren görevlere atanan kişilere, bu ödemelerin emeklilikleri süresince de yapılması, sosyal güvenlik sisteminin gelir-gider dengesini bozan en önemli nedenlerden birisini oluşturuyor. Makam, temsil, görev tazminatlarına karşılık Sosyal Güvenlik Kurumu’na herhangi bir prim ödenmediği halde, SGK emekliliklerinde bu kişilere söz konusu ödemeleri yapmak zorunda kalıyor.
Yapılan hesaplamalara göre, bu şekilde ödeme yapılan bir kişinin emeklilik süresi boyunca SGK’ya ortalama maliyeti 750 bin YTL. Halen bu pozisyonlardan emekli olmuş 65 bin kişi var. Yaklaşık 35 bin kişi de o pozisyonlarda çalııyor. Emekli olmuş olanların sisteme yıllık maliyeti ise 530 milyon YTL’yi buluyor.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra da eski memurlar açısından bu düzen böyle devam edecek. Yeni sistemde işe başlayacak memurlar ise, hangi makamda bulunurlarsa bulunsunlar, statülerine göre değil, sisteme yatırdıkları prime göre emekli aylığına tabi tutulacaklar.
Eski ve yeni memurlar arasında sadece Genel Sağlık Sigortası açısından norm ve standart birliği sağlanacak. Esasen GSS, memurların yanı sıra işçi ve esnafa da aynı koşullarda sağlık hizmeti sunacak.
Sağlık primi kesilecek
Mevcut sistemde memurlar sadece emeklilik sigortası için yüzde 36 oranında prim ödüyorlar. Yeni sistemde işçi ve esnafta olduğu gibi memurlardan da emeklilik ve sağlık sigortaları için ayrı ayrı prim kesilecek. Mevcut kamu görevlilerinden yüzde 36 oranındaki emeklilik priminin yanı sıra yüzde 12 oranında GSS primi kesilecek. Ancak kesintideki bu artış maaşlarında düşüşe yol açmayacak.
Yeni kamu görevlileri ise kazançlarının yüzde 33.5’i ile yüzde 39’u arasında değişen oranlarda emeklilik ve sağlık primi ödeyecek.
Mevcut sistemde memurlar emekli olduktan sonra ya bir dükkan açıp, ya da ücretli olarak bir işte çalışarak ilave kazanç elde edebiliyor. Bunun için sosyal güvenlik destek primi ödemeleri yeterli oluyor. Yeni sistemde ise emeklilerin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek bile çalışmaları engellendi. Bir kişinin emekli olduktan sonra yeniden çalışabilmesi için emekli aylığını kestirmekten başka çaresi yok. Aksi takdirde suçlu durumuna düşecek.
Bu hüküm, yasa yürürlüğe girdikten sonra işe girecek yeni memurlar ile işçi ve esnaf statüsündeki çalışanları kapsıyor. Buna karşılık, yasa yürürlüğe girmeden bir gün önce işe girmiş olsa bile eski memurlar emekli olduktan sonra sosyal güvenlik destek primi ödeyerek herhangi bir işte çalışabilecekler.
Ölen memur ailelerine aylık hakkı
Mevcut sistemde ölen bir memurun eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için memurun en az on yıl çalışmış olması gerekiyor. Yeni yasayla bu süre memurlar için 1800 güne, yani beş yıla indirildi. Yasa yürürlüğe girmeden önce ölen ve çalışma süresi on yıldan az olduğu için eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanamayan memurlar açısından, bu yasayla birlikte yeni bir hak doğdu. Çalışma süresi beş yıl ile on yıl arasında iken ölen bir memurun eş ve çocukları, bu yasa çıktıktan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurdukları takdirde ölüm aylığı bağlatabilecekler. Bu durumdaki kişilerin, yasa yürürlüğe girdikten sonra SGK’ya başvurmaları gerekiyor.
Eski sistemden yeni sisteme geçilirken özellikle işçi ve esnaf statüsündeki çalışanlara çok ciddi fedakarlıklar yaptırıldı. Bunların tümü de gelecekte daha az emekli aylığı ödenmesi sonucunu doğuracak fedakarlıklar oldu.
Yeni sosyal güvenlik yasasının TBMM’deki görüşme sürecinde milletvekillerinin emekli aylıklarını 4 bin 200’den 6 bin YTL’ye artırma girişiminde bulunan ancak bunda başarılı olamayan vekiller, sağlıkta katkı payı konusunda kendilerini gazilerle bir tuttular.
Herkes katılım payı ödeyecek
Yasaya göre, sağlık hizmetlerinden yararlanan herkes ilaç, ortez ve protez olmak üzere katılım payı ödemek zorunda olacak. Bunun tek istisnası operasyonlarda yaralanarak gazi olan güvenlik güçleri ile milletvekilleri oldu. Görevdeki ve emekli milletvekilleri ile bunların bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarının ödemeleri gereken katılım payları, TBMM bütçesinden karşılanacak.
Bu arada, çok sayıda meslek grubu yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet zammı kapsamından çıkartılırken, milletvekillerinin yıpranma payı konusu muallakta bırakıldı. DSP’li Harun Öztürk’ün TBMM Plan Bütçe Komisyonunda ve TBMM Genel Kurulunda defalarca uyarmasına rağmen, vekillerin yıpranma payı konusu yoruma açık olmaktan çıkartılıp kesinliğe kavuşturulmadı.
Belediye başkanları unutulmadı
Sosyal güvenlik sisteminin finansman dengesini düzeltmek için çıkartıldığı iddia edilen yasada, milletvekillerinin yanı sıra belediye başkanları için kabul edilen bir düzenlemeyle giderler daha da artırıldı.
Yasayla, 2005 yılında Emekli Sandığına bağlı belediye başkanı emeklilerine sağlanan makam tazminatından SSK ve Bağ-Kur’a tabi belediye başkanlarının da yararlandırılması sağlandı. SSK ve Bağ-Kur’luların bu haktan yararlanabilmesi için 25 yıl sigortalılık, 9 bin gün sigorta primi veya 60 yaş koşulunu gerçekleştirmeleri gerekiyor. Bu düzenlemeyle, büyükşehir belediye başkanlarının aylıkları 1.187 YTL; il belediye başkanlarınınki 1.039 YTL; ilçe ve ilk kademe belediye başkanlarının ki 593 YTL, belde belediye başkanlarının emekli aylıkları ise 445 YTL artacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu düzenleme çerçevesinde belediye başkanlarına yapacağı ödemeler, her ay Hazineden aktarılacak.
Kimler yararlanacak?
Bu haktan sadece şu an görevdeki belediye başkanları değil, eski belediye başkanları ile yaşamını yitirmiş belediye başkanlarının ölüm aylığı bağlanmış olan eş ve çocukları da yararlanacak. Sadece bu düzenleme dolayısıyla sosyal güvenlik sistemine gelen ilave yük, yüz milyonlarca YTL’yi buluyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu düzenleme çerçevesinde belediye başkanlarına yapacağı ödemeler, her ay Hazineden aktarılacak.
Vekillere gazi muamelesi yapıldı
Kabul edilen bir başka düzenlemeyle, gazilere ilaç katkı muafiyeti sağlandı. Gaziler bunun yanı sıra sağlık kurulu raporuyla her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve gereçler için katkı payı ödemeyecek.
Tasarıda, sağlıkta katkı payı muafiyeti gazilerin dışında bir de sadece milletvekillerine sağlanıyor. Tüm sigortalılar ve emekliler sağlık hizmetlerinden yararlanırken ortez/protez, ilaç ve tıbbi malzemede yüzde 1-20 oranında katkı payı ödeyecek. Bu kişiler ayrıca özel hastanelerde, SGK’nın belirlediği tarife bedelinin üzerine, yüzde 35-40 oranında ilave ücret ödeyecek.
Üniversite hastanelerinde ise sigortalılardan ve emeklilerinden öğretim üyesi ücreti ile otelcilik adı altında özel oda ücreti alınacak. Gazi mualemesi yeapılan milletvekillerinin bu şekilde ödemeleri gereken tüm farklar, doğrudan TBMM bütçesinden karşılanacak.


Aydın ailesinde anne ve baba için değişiklik yok

Hasan Aydın (solda) için yeni sosyal güvenlik yasası herhangi bir bir değişiklik getirmiyor. Eşi Şenay Aydın ise emekliliğe hak kazandı, istediği zaman emekli olabilir. Çocuklar da 25 yaşlarına kadar anne-babaları üzerinden sağlıktan yararlanabilecekler. 

Hasan Aydın

Doğum Tarihi: 1954

Sigorta Tarihi: Emekli

Bağlı Olduğu Kurum: SSK’dan emekli

Aylık Gelir: Emekli aylığı 600 YTL

Emekliliği kaç yaşında hak etti: 43

Yeni sistemde çalışsaydı kaç yaşında emekli olacaktı: 60

Kaç gün prim ödeyerek emekli oldu: 5000

Yeni sistemde çalışsaydı en az kaç gün prim ödeyecekti: 7200 gün

Eski sisteme göre emekli aylığı nasıl arttı: Ocak ve Temmuz aylarında, bir önceki altı ayda gerçekleşen enflasyon oranında

Yeni sistemde emekli aylığı nasıl artacak: Aynı yöntemle

Şenay Aydın

Doğum Tarihi: 1965

İşe Giriş Tarihi: Memur,Kasım 1986

Aylık kazancı: 1650 YTL

Eski sisteme göre ne zaman emekli olacak: Emekliliği hak etti

Yeni sisteme göre ne zaman emekli olacak: İstediği zaman emekli olabilir

Tümüyle yeni sistemde çalışsaydı kaç yaşında emekli olabilirdi: En erken 58 yaşında.

Emekliliğini ertelemekten dolayı yeni sistemde hak kaybı olacak mı: Hayır. Hiçbir hak kaybı olmayacak

Kızı Bilgisu Aydın 

Eğitim Durumu: 14,Ortaöğretim

Oğlu Kemal Aydın 

Eğitim Durumu: 11, İlköğretim

Eski sistemde kız çocuğunun sağlık güvencesi: Evlenmediği veya sigortalı olarak çalışmadığı takdirde yaşam boyu

Eski sistemde erkek çocuğunun sağlık güvencesi: Okumazsa 18 yaşına kadar, liseye giderse 20, üniversiteye giderse 25 yaşına kadar sağlık güvencesine sahip

Yeni sistemde çocuklarının sağlık güvencesi: İlköğretimden sonra 18 yaşında, liseye 20’de üniversiteye giderlerse 25 yaşına kadar anne-babaları üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanabilecekler. Bundan sonra ayrı birey olarak değerlendirilip ailelerinin gelir durumu itibarıyla ayda 24 YTL primle sağlık hizmeti alacak.


Şehit çocuklarının eğitim yardımı arttı

Şehit ve gazilerin çocuklarına ilköğretim, lise ve yükseköğretimde verilen aylık eğitim ve öğretim yardımı miktarı yüzde 25 oranında artırıldı.

Böylece şehit ve gazi çocukları için ilköğretimde yıllık 594 YTL olan yardım 742 YTL’ye, ortaöğretimde 891 YTL’den 1.114 YTL’ye, yüksek öğretimde ise 1.188 YTL’den 1.485 YTL’ye çıkartıldı.

Yardımlar, 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında yıl da bir kez olmak üzere ve ilgili eğitim-öğretim yılında öğrenci olduklarını gösteren belgeyle müracaat edenlere toptan bir şekilde ödenecek.

Özürlü annesine vefa

Yasada yapılan en olumlu değişikliklerden birisi ise, bakmakla yükümlü olduğu özürlü çocuğu bulunan işçi, memur, esnaf statüsündeki sigortalılara yıpranma hakkı getirilmesi oldu. Bu durumdaki kadınlar, 20 yıl çalışınca 25 yıl çalışmış sayılacaklar ve böylece daha erken emeklilik hakkını elde edebilecekler.


Bordro dışı ücrete yaptırımlar yumuşatıldı

Ücretlerin bordroda düşük gösterilmesinin önüne geçmek için, tüm hak edişlerin bankalarla yapılması hükmü getirildi. Yükümlülüğü yerine getirmeyenlere yaptırımlar azaltıldı

Yasanın TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında işçi ücretlerinin bordroda düşük gösterilmesinin önüne geçmek amacıyla, ücretlerle prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit hak edişlerin bankalar aracılığıyla yapılması hükmü getirildi.

Yasaya konulan başka maddelerle de banka aracılığıyla ödenmeyen ücret ve bu nitelikteki diğer ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nda gider olarak gösterilemeyeceği öngörüldü. Genel Kurul’da yapılan değişiklikle ücretlerin bankalar aracılığıyla ödenmesi zorunluluğu korunurken, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere vergi hesabında gider olarak göstermeme şeklindeki yaptırımdan vazgeçildi. Bunun yerine Vergi Usul Kanunu’ndaki yaptırımlarla yetinilecek. Kazançları prim kesintisinden kaçırma yollarından biri olan, özellikle sendikalı işyerlerindeki birtakım sosyal hak ve ikramiye ödemelerinin belli bir aya yığılmasının önlenmesi konusundaki düzenlemede de geri adım atıldı. Bir ayda sigortalılardan sadece asgari ücretin 6.5 katı yani 3 bin 952 YTL’lik kazanç üzerinden prim kesintisi yapılabiliyor.

Uygulamada sosyal hak niteliğindeki ödemelerle ikramiyeler bir aya yığılarak, bu tür ödemeler ya tümüyle ya da çok az bir bölümü itibarıyla prim kesintisine tabi tutuluyor.

Tasarı TBMM’ye sunulurken, prime esas kazanç tavanını aşan bu tür ödemelerin artan tutarının, 12 aya yansıtılarak tümünden prim kesintisi yapılması amaçlandı. Ancak Genel Kurul’da bu süre de iki aya çekildi. Böylece geri adım atılmış oldu.

Diğer taraftan, kayıt dışı işçi çalıştırmakta ısrar edenlere asgari ücret tutarında başlayıp, ikinci denetimde işçi başına asgari ücretin iki katı, bir yıl içinde yapılan üçüncü denetimde de asgari ücretin beş katına kadar idari para cezası getirilerek, kayıt dışındaki yumuşama bir ölçüde telafi edildi.

 

  • YARIN: Yeni dönem Bağ-Kur’lularda ne değiştiriyor.

Haberin orijinal metnini görmek için lütfen tıklayınız