Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşı ev kadınları, yurt dışı borçlanması yapmak suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) emekli aylığı alabiliyor. Türkiye’de yaşayan ev kadınlarından da bu yönde zaman zaman talep geliyor. Bir okurumuz, gurbetçi ev kadınına tanınan hakkın yurt içindekilere tanınmamasının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiğini savundu. Kadroya alınan taşeron işçiler, çakılı kadro ile istihdam ediliyor. Bu durum, eş durumundan tayini de imkansız kılıyor. Konya’ya tayini çıkan bir okurumuz, 6 aydır iki çocuğuyla kendisinin Konya’da, taşerondan kadroya geçen eşinin Ankara’da yaşadığını belirterek, Habertürk aracılığıyla yetkililerden yardım istedi. İş güvenliği uzmanı memur özel sektörde çalışabilir mi?
Sorulara geçmeden önce iki okurumuzun mesajına yer vermek istiyorum. Mustafa Şekerci adlı okurumuz, yurt dışındaki vatandaşların ev kadını olan ve hiçbir işte çalışmayan eşlerine borçlanma yoluyla emeklilik hakkı tanındığına dikkat çekti.
Şekerci, “Türkiye’de bizim eşlerimiz için neden borçlanma yaparak emeklilik imkanı tanınmıyor? Almanya’daki vatandaşın buraya göre yaşam standardı daha yüksek, buradan alacağı emekli parasına bile ihtiyacı yok, ama harıl harıl emekli oluyorlar. Bize bu hak neden tanınmaz, eşitlik ilkesine aykırı değil mi?” diye sordu. Bu konuda vatandaşlardan benzer yönde çok talep geldiğini hatırlatmak isterim.
“TAŞERON İŞÇİLERE AİLE BİRLEŞMESİ HAKKI VERİLSİN”
Levent Ergün adlı bankacı bir okurumuz da eşi geçen yıl çıkan yasayla 4/D kadrosuna geçtiği için çok sevindiklerini vurguladıktan sonra şöyle dedi:
“Ben özel bir bankada yönetici olarak çalışıyorum ve tayinim Konya’ya çıktı. İki çocuğumu aldım Konya’ya yerleştim, ancak eşim, taşeron yasasına göre çakılı kadrolu olduğu için Ankara’da kaldı. Yaklaşık 6 aydır ayrı yaşıyoruz. Çok yere dilekçe yazdım ama kimse dikkate almadı. Yöneticilerimiz, aile birliğinin bozulmaması için mağduriyetimizi gidermeli. Lütfen sesimizi yetkililere duyurun.”
Taşeron işçilerine kadro imkânı veren 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin, “Çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde geçiş işlemi yapılmadan önceki ihale sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilebilecekleri” öngörülüyor. Taşerondan kadroya alınan 4/D’li işçilerin eş durumundan tayinlerinin yapılabilmesi için KHK’de değişiklik yapılması gerekiyor.
ASKERLİK BORÇLANMASINI YÜKSEK PRİMLE Mİ YAPMALI?
Soru: 18 aylık askerlik süremi borçlanmak istiyorum. SGK’nın sisteminde şu an için emekli aylığım 4 bin 500 TL görünüyor. Askerlik borçlanmasını yüksek primden yapmamın emekli maaşına etkisi nasıl olur? Askerlik borçlanmasında vergi indiriminden yararlanabilmek için vergi diliminin yüksek olduğu zamanda yapılması mı gerekir? (Yalçın Yazıcıoğlu)
Yanıt: Askerliği 2000 yılından önce yaptıysanız borçlanmayı asgari ücret yerine örneğin iki asgari ücret üzerinden yaparsanız elbette emekli aylığınız artar. Primi bir asgari ücret yerine iki asgari ücret üzerinden öderseniz, borçlandığınız döneme göre değişmekle birlikte daha yüksek aylık bağlanır. Ancak bu artışı kaç yılda telafi edebileceğiniz önemli. 2019 yılında 18 aylık askerlik borçlanması için ödemeniz gereken asgari prim tutarı 14 bin 736 lirayı buluyor. Siz bunun üzerine bir o kadar daha prim yatırdınız ve bu sayede emekli aylığı 100 lira arttı diyelim. Bu 100 liralık farkı ancak 12 yılda geri alabilirsiniz. Kaldı ki, borçlanma tutarını bir ay içinde peşin ödemeniz gerekiyor. Peşin ödediğiniz paranın alternatif getirisiyle, elde edeceğiniz ilave artışı karşılaştırarak hesabınızı yapmalısınız.
Çalışırken yapılan askerlik borçlanması tutarını kazançtan indirerek vergi indiriminden yararlanmak mümkün. Vergi dilimi ücretlilerin brüt kazancına göre belirleniyor. Brüt kazancı yüksek olanlar, ücreti düşük olanlara göre daha fazla vergi indiriminden yararlanabilir ama yılın ilk aylarında veya son aylarında indirim konusu yapılması o yıl elde edeceğiniz toplam katkıyı değiştirmeyecektir.
İKALE TAZMİNATINDA VERGİ İADESİ İÇİN ZAMAN AŞIMI HESABI
Soru: Çalıştığım işten ikale sözleşmesiyle ayrıldım. Şubat ayı sonunda 5 yıllık süreyi dolduruyorum. Anladığım kadarıyla, zaman aşımı dolayısıyla yasadan yararlanamayacağım. Dava açmamın faydası olur mu? İşten çıkarken verilen belgede, ayrılış paketi olarak neler verildiği, ne kadar vergi ödendiği açıkça yazıyor. Bu belge ile başvurmam yeterli olur mu? (Pelin Öncüoğlu)
Yanıt: İkale sözleşmesinde beş yıllık zaman aşımı hesabı, işten ayrıldığınız tarihi izleyen yılın başından başlayarak yapılmalı. Şayet 2014 yılında işten ayrıldıysanız, 1 Ocak – 31 Aralık 2014 arasında herhangi bir tarihte işten ayrılmış olmanız yeterli. Şubat veya aralık ayı olması önemli değil. Bu yıl içinde şubat ayından sonra da işyerinizin bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak iade talebinde bulunabilirsiniz.
İKALE TAZMİNATINDA VERGİYİ İŞVEREN ÖDEMİŞSE İADE OLUR MU?
Soru: Çalıştığım şirket ile karşılıklı ikale sözleşmesi imzalayıp ayrılmış idim. Sözleşme uyarınca tazminata ilişkin vergi işveren tarafından ödendi. Vergi iadesi alabilir miyim (H. Eray)
Yanıt: Sözleşmede, tazminatlara ilişkin vergiyi işverenin ödeyeceği, size net ödeme yapılacağı belirtilmiş ancak, sonuçta sizin adınıza yatırılmış bir vergi. İşveren sadece aracı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın konuyla ilgili tebliği Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra, işverenin bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurup iade talebinde bulunabilirsiniz.
YÜKSEK OKUL MEZUNLARININ GSS PRİMİNDE İKİ YILLIK SÜRE
Soru: Mezuniyetten sonra 2 yıl GSS primi ödemeden sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, 2 yıllık meslek yüksekokulu mezunları için de üniversite mezunlarıyla aynı mıdır? (Oğuz Bakar)
Yanıt: Çocuklar 18 yaşına kadar anne veya babaları üzerinden sağlık hizmeti alabiliyor. Yaş sınırı, lise ve dengi okul mezunlarında 20, yükseköğrenim mezunlarında 25 olarak uygulanıyor. Bu yaş sınırlarını aşmamak şartıyla, mezun olduktan sonra iki yıl genel sağlık sigortası (GSS) primi ödemeden sağlık hizmeti alınabiliyor. İki yıllık yüksekokul mezunları da dört yıllık üniversite mezunları gibi 25 yaşını aşmamak kaydıyla mezun olduktan sonra iki yıl boyunca sağlık hizmeti alabilirler.
EMEKLİ İŞÇİNİN KIDEM TAZMİNATI HAKKI
Soru: 2007 yılında SSK’dan emekli oldum. Emekli aylığımı kestirmeden 2008 nisan ayında yeni bir işe girdim. Sosyal güvenlik destek primi ödeyerek bu işe devam etmekteyim. Bu işyerinden kendi rızamla veya işverenin işten çıkarması ile ayrılırsam kıdem ve ihbar tazminatımı alabilir miyim? (M. Tarhan)
Yanıt: Emekli işçilerin kıdem tazminatı alabilmesi için işverenin işten çıkarması veya işçinin haklı bir nedenle iş akdini feshetmesi gerekir. Normal çalışanlar, sigorta başlangıç tarihlerine göre yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirdiklerinde veya emekli olduklarında da kıdem tazminatı alabiliyor. Siz emekli olduğunuz için bu hakkı kullanamazsınız. Ancak, emekli aylığınızı kestirip bir ay normal çalışmaya geçtikten sonra tekrar emeklilik dilekçesi verirseniz kıdem tazminatınızı talep edebilirsiniz.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI MEMUR ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞAMAZ
Soru: Bir büyükşehir belediyesi itfaiyesinde 657’ye tabi memurum. 24/48 usulü çalışıyorum. Ayın 20 günü boş geçiyor. Aynı zamanda B sınıfı iş güvenliği uzmanıyım. Mesai saatlerim dışında bu uzmanlığımı değerlendirmek istedim. Belediyenin insan kaynakları ile yaptığım şifai görüşmede, mesai saatlerim dışında özel sektörde uzmanlık yapabileceğimi söylediler. Kendimi garantiye almak adına dilekçe vererek dışarıda uzmanlık yapmam konusunda yazılı görüş istedim. Yazılı cevapta, özel sektörde çalışamayacağımı belirttiler. Sizce ne yapmalıyım? (Şefik Dirim)
Yanıt: Devlet Personel Başkanlığı’nın bu konudaki yaklaşımı, iş güvenliği uzmanı sertifikasına sahip memurların aylıksız izinli oldukları dönem dahil olmak üzere özel sektörde çalışamayacakları yönünde. Ancak, çalışmakta oldukları kurumun üst yöneticisinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında iş güvenliği uzmanı olarak görevlendirilebilecekleri değerlendiriliyor.
PSİKOLOG MEMUR KLİNİK AÇABİLİR Mİ?
Soru: Eşim bir bakanlıkta psikolog olarak görev yapmaktadır. Eşim kamuda çalışırken klinik açıp çalışabilir mi? (Alptekin Eker)
Yanıt: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı” başlıklı 28’inci maddesinde, “Memurlar, mesleki faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir iş yerinde veya vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışamaz” deniliyor. Buna göre, kamuda görev yapan eşinizin klinik açamayacağını düşünüyorum.
Yazının orijinalini görmek için lütfen tıklayınız